Üşe…

Evet saygılı ve sevgili okur bu yazının konusu benim ve bir neslin problemi olan insanı yaşamaktan soğutan oturmaktan başka iş yaptırmayan bir şey dilatoriness “Üşengeçlik” .Şahsen benim en büyük problemimdir yok benim özgüvenim iyidir çalışkanımdır öyle şeylerden korkmam demeye gelmez bir “ekmek almaya git “ sorusundan bile ortaya çıkan bir şeydir kendisi.düşünceme göre içinde biraz felsefe saklı herhangi  bir şeye neden? sorusunu sorduğumuzda cevap alamıyorsak ya o harbiden gereksizdir ya da siz bir dilatoriness vakasısınızdır.zaten bu yazmamın amacı da bu herkes bildiği ve yaptığı şeyleri yazar ben de en iyi yaptığım şeyi yazmaya karar verdim neyse cv yi geçelim.bu kavramı biraz tembellikle karıştırırlar ama hiçbir alakası yoktur tembellik dna dan gelir  ama bu çevresel şartlarla kazanılır kazanılır diyorum dikkat edin . tembel adamda çalışmama arzusu genetikten geldiği için bir zorluk yaşamaz ama bir 2.seviye üşengeç insanda çalışmaya olan istek başka bir arzuyla bastırılır. “lan yarın yaparım” “şimdi yorgunum” “iyi ki bir yattığımı gördünüz” “ooo ona daha 2 hafta var” gibi örnekler hastanın kendini avutmasıdır. Bilimsel olarak olmasa da –ki bence bilimsel- bu hastalık 3 guruba ayrılır . Başlangıç – 2. Seviye – Beyim ölümü

Başlangıç seviyesi en saf en temiz duygularla yapılanırdır gerek yarın teslim edilecek ödevi yapmayıp gerekçe olarak hocam teyzem hastalandı onun yanına gittik demek (bir süre sonra tüm aile hasta olur) gerek ekmek almaya gitmeyip bayat ekmek yemek gerek 2 metre uzaktaki kumandayı almayıp sevmediğimiz programı izlemek bunlardan bazılarıdır. Dipçik: bu seviyeden uzun uğraşlar sonucu kurtulunabilir .

2. seviye dünyanın en az %40 ının bulunduğu bölümdür giriş seviyesinin özellikleri ile birlikte insana bir de mutsuzluk özelliği eklenir her şeyden sıkılır ve bazı şeylerin yolunda gitmediğini anlar bildiğimiz üşengeçliktir

Geldik beyin ölümü yani Nirvana bölümüne burada hastamız tüm yaşamsal fonksiyonlarını kaybeder asosyalleşir eğitim hayatı varsa artık yoktur , fazla bir şekilde kamburlaşır sabah kalkınca gövdesini her iki tarafa 150 derecelik açıyla çevirir çat çut çat çut çut sesi gelmediği sürece kendine gelmez ama bu seviyenin en büyük özelliği hastamız artık etrafındakilere neden sorusunu sormak yerine direk hayata bu soruyu sorar ve cevap alamaz artık şu düşünce ortaya çıkar “ lan madem ölcez ne yaşıyoz , madem ölcem niye yoruluyorum bu kadar , madem ölücem ne bu telaş arkadaş” işte burada ipler kopar beyin ölümü gerçekleşir ve diğer insanlardan ayrı yaşayan bir öküz olarak devam eder , ne diyelim yolun açık olsun öküz kardeş.